25 Ekim 2015 Pazar

Yansıma

Kahvaltıya gelmişler saat 14.00. Bu saatteki kahvaltıya brunch deniyor değil mi? Brunch niyeti ile  öğle yemeğini aradan kotarmak diyorum ben buna.

3-5 zeytin, açılmamış tereyağ ve reçel ,bal kutucukları, kibrit kutusu beyaz peynir, kibrit kutusunun yarısı kaşar peyniri ve üstten 2 çizikle kızartılmış, buz gibi boynu bükük sosisler ve ortada koca bir tabak patates kızartması. Yarısı yenmiş.
Garson brunch( branç) a gelen çiftin masasını toplarken genç kızın tabağındakiler olduğu gibi duruyor. Belki heyecandan belki de beğenmediği için yememiş.

Gözlerinde kuyruğunu uzattığı sürmesi (eyeliner), kaşlarına doğru uzanan kıvrık, gür, takma kirpikler, sırt kaşımak için bire bir uzun takma tırnaklar, çıt çıt ile uzatılmış saçlar,18 pont  kalın topuklu çizmeler. Ne kadar ağır bir yükü var! Bu kadar yükü taşımanın nedeni tek makyajı kirli sakal olan bir adama hoş görünmek ya da belki de kendini iyi hissetmek için kim bilir?

Ağır yükün altındaki kızcağızı görünce bir kitapta okuduğum cümle aklıma geldi. İnsan karşısındakinin kıyafetine aşık olurmuş. Belli ki kirli sakallı adam karşısında ağır bir yük taşıyan kadına, kadın adama aşık.

Saçı, kirpiği, tırnakları, topuklu pabuçları, göz kuyruğundaki sürmesi olmayınca kadının kirli sakallı adama aşkı devam eder de adamın...?

Ya kadın? Tüm çıplaklığıyla aynadaki kendini, aşık olunası bulur mu?
Taşıdığı yükün altındaki kendi, aynada gördüğü kendi ile aynı mı?

Yoksa gördüğü yansıma taşıdığı yükten, kirli sakal aşkından daha mı ağır ?






















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder